Huysuz ihtiyar mısınız, yoksa süper star mı?

Düşmanınızı temsil eden bir kukla verildi. Bir de makas, bıçak, bant ve ip. Temsili bir infaz gerçekleştireceksiniz.

Ağzını bantlarsınız.

Makasla saçlarını giysilerini kırparsınız.

Elini ayağını bağlarsınız.

Bıçakla alnına isminizi kazırsınız.

Gözlerini oyarsınız.

şık bir restoranda evli olan patronunuzu sarışın bir fıstıkla yakaladınız...

Yakalanan sanki sizmişsiniz gibi rahatsızlık duyarsınız. Sizi görmesini istemezsiniz.

Elinize koz geçmiş gibi sevinirsiniz. İş yerinden en samimi arkadaşınızı çağırırsınız görsünler diye.

Uzaktan izlersiniz, sizi görüp görmemesi umurunuzda olmaz.

Hangi marka şarap içtiğine dikkat eder, ertesi gün patronunuza anlamlı anlamlı bakarak "Sadece özel kişiler için" diye verirsiniz.

Çok şaşırırsınız ama yemeğin sonunda olayı unutmuş olursunuz.

Soy ağacınız çıkarıldı. Meğer Leonardo Da Vinci ile akrabaymışsınız.

İşi gücü bırakır, Mona Lisa kadın mıydı, erkek miydi araştırmaya koyulursunuz.

Avukatınızı arar, soyadınızı Da Vinci olarak değiştireceğinizi söylersiniz.

Bu durumun, üstadın İstanbula köprü projesiyle bir bağlantısı olup olmadığını düşünürsünüz.

Ertesi gün özenle giyinip İtalyan Konsolosluğuna kendinizi takdim edersiniz.

Allah Allah, resme filan ilgi duymuyorsunuz ki!

Aşağıdaki rüyalardan hangisi sizin için kabus demektir?

Bir odadasınız. Duvarlarında yamuk yumuk duran tablolar var. Siz düzelttikçe yine yamuluyorlar.

Kalabalık bir yerde konuşuyorsunuz ama kimse duymuyor.

Kediniz kucağınızdayken ansızın bir bezelyeye dönüşüp lavabonun deliğine kaçtı.

Kalabalık bir davet. Sizin şerefinize verilmiş, ama kimse sizi görmüyor.

Kalabalık bir mekandasınız. Kimseyi tanımıyorsunuz. Birden herkes sustu. Konuşmanızı bekliyorlar.

Çok yoğun bir gün, berbat görünüyorsunuz. Bu durumda en iyi dostunuz...

Televizyonunuzun karşısındaki rahat koltuk.

En yakın arkadaşınızı arayacağınız telefonunuz.

Sıcak bir banyo.

Güneş gözlüğünüz.

Her zamankinden (içki).

Aşık olduğunuz kişiden vazgeçtiniz, çünkü...

Eski sevgilinizin arkadaşıymış.

Çok durgun, az konuşuyor.

Her gün alkol alıyor.

Sizi seviyormuş ama onun tipi değilmişsiniz.

Fanatik bir anti-sigara ve anti-alkol yanlısı.

Arabanıza gidiyorsunuz. O da ne? Kaportanın üzerinde dev bir gül buketi.

Garanti kamera şakası. Ama soytarı olmaya niyetiniz yok. Taksiye binersiniz.

Garanti kamera şakası. Demeti kucaklayıp poz vererek "Hani kamera?" diye seslenirsiniz.

"Ah, ateşli aşık arabaları şaşırdı" diye düşünür, buketi alıp apartman girişine koyarsınız.

"Ah, gizli bir aşığım var" diye düşünürsünüz. Gülleri kokladıktan sonra onları arka koltuğa koyar, gideceğiniz yere gidersiniz.

Buketi ellemezsiniz. Araba çalışınca nasıl olsa düşer.

İş görüşmesine gittiniz. Birden fena sıkıştınız. Gelecekteki patronunuz kendi özel tuvaletine gitmenizi söyledi. Tuvalet berbat, sanki hiç sifon çekilmemiş!

Tereddüt krizi geçirirsiniz. Ya sular akmıyorsa? Önce sifonu çekip kontrol edersiniz. Ama bunu yaptığınıza pişman olursunuz. Tuvaletinizi yapmadan çıkarsınız.

İşinizi görürsünüz. Nasıl olsa içerde kısacık kaldınız. Pisliği sizden bilemez.

Geri döner, "Galiba bozuk, bir sorun var galiba" dersiniz.

Çıkışta lafı hijyen konusuna getirip onu mahçup etmeye karar verirsiniz.

Patron amma pasaklıymış diye düşünürsünüz.

Sizden gelecek yüzyıla ne kalsın?

Kişisel kütüphanenizi de barındıran, adınızı taşıyan büyük bir kütüphane.

Sizin adınızla anılan müşiş bir otomobil serisi.

Adınızı taşıyan, dünyanın en uzun köprüsü.

Adınızla anılan bir moda ya da stil.

Formülü gizli müşiş bir kokteyl.

Ayrıntılarla aranız nasıl?

En küçüğünü bile anında fark edersiniz. Ayrıntı çok önemlidir.

Bazen ayrıntılara takılmaktan bütünü görmediğiniz söylenir.

Yalnızca gerekli ayrıntılar anlamlıdır.

Ayrıntıdan bir baş yapıt çıkarmada üstünüze yok. Maksat estetik olsun.

Ayrıntı körüsünüz.

Kediniz ya da köpeğiniz dile gelse size ne söylerdi?

Alman terbiyesi mi aldın? Yemeğin yeri, saati, çeşidi, miktarı bir gün bile azıcık değişmez mi hiç?

Hadi yine birlikte yiyelim. Ben masaya geleyim, tabağından otlanayım. Buna bayılıyorum!

Ne kadar anlayışlısın, bıktığımı anlayınca çeşidi değiştiriyorsun.

Dünkü Çin yemeğinden hiç hoşlanmadım. Ben yine kaz ciğeri istiyorum!

Sende saat kavramı yok mu? Acıktıım!